Özgeçmiş
Yayınlar
Sosyal
Linkler

ENGLISH


ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARININ TEDAVİSİ
ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARININ TEDAVİSİ

Çene eklemi, her yöne hareket edebilen özel yapısı ile vücudun diğer bölgelerindeki eklemlerden çok farklı özellikler gösteren bir yapıya sahiptir. Çene eklemi kabaca, eklem yuvası, eklem başı, arada kuvvet iletimini dengeleyen disk ve bir takım bağlardan oluşmuştur (Resim 1-2)

Resim.1
Resim.2

Çene ekleminin anatomisi.

İdeal bir çene eklemi, günlük yaşantı içerisinde kişinin dikkatini çekmez. Dikkatini çekecek değişikliklerin bir kısmı ise herhangi bir tedavi gerektirmemekle beraber işter istemez kişinin o konuya odaklanmasına sebep olur. Toplumda bir çok kişide çene eklemi normalden farklı bir anatomiye ve fonksiyona sahiptir ama günlük koşuşturmaca içerisinde farkına varılmaz. Çene eklemindeki farklılık genellikle sınav dönemleri vb gibi psikolojik baskının arttığı dönemlerde ve kişinin kendini dinlemeye başladığı dönemlerde fark edilir.

Konuya başlarken, çene eklemindeki problemleri , � çene eklemindeki değişiklikler � olarak tanımlamaya çalıştık. Eklemde kişinin fark ettiği her değişiklik bir problemin belirtisi demek değildir; Açma kapama sırasında eklemde oluşan farklı bir ses veya yemek esnasında kişinin fark ettiği sesler tedavi sürecini başlatacak belirtiler değildir. Yanlız, bu gibi bulguların yanında, yemek yemede ağrı, gece yatarken ağrının sürmesi, sabah kalktığında dişlerini kapatamama, ağız aşmada kısıtlılık veya hiç açamama gibi belirtiler tedaviye ihtiyaç olduğunun göstergesidir.

Çene Eklemi Problemlerinin Nedenleri:

1. Ağızda kısmi veya tam diş eksikliği,

2. Travma; Bir trafik kazası, çapma, bölgeye alınan şiddetli bir darbe, zorlu bir diş çekimi, diş çekimi veya diğer dişle ilgili müdahalelerin uzun sürmesi.

3. Tam uyumlandırılmamış protezler.

4. Ağızdaki oklüzyon diye adlandırdığımız kapanış dengesinin aniden ve çarpıcı şekilde değiştirilmesi (dişlerin tümünün porselenle kaplanması vb).

5. Sakız çiğneme alışkanlığı.

6. Eklemi oluşturan yapılardaki ailevi bir yatkınlık nedeni ile var olan yada gelişebilecek anatomik zayıflık.

7. Osteoporoz. İleri yaşlarda bayanlarda kemik yapısında oluşacak değişikler bazı diğer faktörlerle birleştiğinde bir probleme sebep olabilir.

8. Romatoid artiritis. Tüm eklemlerde rahatsızlığa sebep olan bu tablo çene ekleminide etkileyebilir.

9. Enfeksiyon.

10. Tümörler.


Çene Eklemi Problemlerinin Tipleri:

  • İnternal düzensizlikler:
  • Çene eklemi kırıkları
  • Çene ekleminin kafa tabanına kaynaması (Ankiloz)
  • Çene ekleminde patolojik büyümeler, tümörler
  • Çene ekleminde çıkmalar
  • Osteoartiritis


İnternal Düzensizlikler

Çene eklemini oluşturan yapılardaki düzensizliklere bağlı olan değişikliklerdir. Çene ekleminde hareketlerde ses, ağrı, ağız açıklığında daralma ve hareketlerde zorlanma ile karakterizedir. Problemi oluşturan faktörler yukarıda sıralanmış olup, tümör ve enfeksiyon dışındaki tüm faktörler bu rahatsızlığın meydana gelmesinde rol oynar.

Halk arasında en çok tanınan ve en çok rastlanılan eklem rahatsızlığı bu gruptur. Bir veya birden fazla nedenle anatomisi bozulan eklem ve bağların gevşemesi ile öne veya yana kayan eklem diski ile karakterize bu tablo çiğnemede ağrı, ağız açıklığında kısıtlılık hatta ileri dönemlerinde hiç açamama gibi bir klinik görünüm sergiler.

Tedavi:
Hastalığın şiddetine bağlıdır. İlk dönemlerde, sebebin ortadan kaldırılması önemlidir. Eksik bir diş varsa tamamlanmalı, uyumsuz protezler düzeltilmeli veya yenilenmeli, oklüzyon dediğimiz kapanış dengesindeki bozukluklar ortadan kaldırılmalıdır. Yüksek yapılmış bir diş dolgusunun bile bazı hastalarda bu rahatsızlığa yol açabileceğini unutmamak gerekir. Disk�in dinlenmesine yardımcı olacak, bir ısırma plağı kullandırılmalıdır. İlave olarak, uzun vadeli, kontrollü ve uygun bir ilaç tedavisi çok yararlı olacaktır.

Daha ileri vakalarda, ilave olarak � artrosentez � denilen ve cerrahi müdahelelerin en basit şekli olan eklem boşluklarının yıkanması (bir veya birkaç kez) ve eklem içi ilaç uygulaması yapılabilir.

Örnek Vaka
Hasta, erkek, 32 yaşında ve yukarıda tarif ettiğimiz tipik bulgularla başvurdu. Klinik muayenesinde, ağrıları başlamadan kısa bir süre önce üst çenesine ve sol alt çenesinde azılar bölgesinde porselen köprüler yaptırdığını belirtti. Ağız muayenesinde alt çenede köprünün yapılmamış olduğu bölgede dişlerin kapanışının son derece hatalı olduğu gözlendi. Bir çok faktörün bir araya gelmiş olduğu bu vakada internal bozukluğun ve ağrılı bir tablonun oluşması beklenen bir olaydır. Tedavi olarak, protezleri uyumlandırılmış, oklüzyonda gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra ilaç tedavisinin yanı sıra hastaya ısırma plağı kullandırılmıştır .


Üst ön bölge ve sol arka bölgedeki porselen köprüler dikkati çekmekte. Ağız açıklığı kısıtlı.


Sağda, diş eksikliği ve çapraşıklığa bağlı kapanış bozukluğu.


Isırma plağının kullanılması.


Artrosentez. Eklem içini yıkama işlemi.

Daha da ileri vakalarda yukarıda tarif edilen tedavilerin yetersiz kaldığı ve diskin ve/veya bağların hasar gördüğü hallerde cerrahi tedaviye gerek duyulabilir. Operasyon, genel anestezi altında yapılır. Bölgeye kulak önünden veya ameliyat izini gizleyecek biçimde kulağın ön kıvrımları üzerinden yapılan bir kesi ile ulaşılır. Cerrahi, hasarlı dokuların tamiri veya alınmasına yöneliktir.

Örnek Vaka
Geçmişte bir travma şikayeti ile başvuran hasta ağız açmada hatta istirahat halinde şiddetli ağrı, çiğneme fonksiyonunun tamamen engellenmesi şikayeti ile başvuran hasta değişik merkezlerde yapılan ilaç ve çeşitli ısırma plakları ile başvurdu. Gerek CT ve diğer radyografik ve klinik tetkiklerden sonra hastanın eklem diskini tutan bağlarda aşırı gevşeme ve diskte hasar tespit edildi. Tedavi, cerrahi, ameliyat sonrası splint uygulaması ve ilaç tedavisi olarak kararlaştırıldı.


Resim.3a.Ağız açmada şiddetli ağrı. Resim.3b.Ameliyat sonrası beklenilen rahat açıklık.


Resim.3c.Ameliyat bölgesi.

Çene Eklemi Kırıkları
Çene kırıkları, tedavi prensipleri açısından vücudun diğer kemiklerinden farklıdır. Eklemi bölgesi kırıkları ise , çenenin diğer bölge kırıklarından hayli farklılık gösterir.



Çene eklemi kırığı.

Tedavisinin tarihi çok eskilere dayanır. Günümüzde, Resim 10 da olduğu gibi hastayı toplum dışına itecek tedavi yöntemleri yerine ağız içerisinden dişleri bağlamak sureti ile veya Resim 11 ve 12 de sunulduğu gibi cerrahi olarak tedavi edilmektedir. Ağız içerisinden tellerle bağlama tekniğinde hastanın ağzı yaklaşık 3-4 hafta kapalı kalmasına karşın cerrahi tespit yönteminde ağız 1-3 gün içerisinde açılarak hastaya normal çiğneme kabiliyeti hemen iade edilmektedir.




Resim.10
Resim 11. Çene ekleminde kırık. Resim.12 Aynı kırığın cerrahi olarak plak ve vidalarla tespiti.

Çocuklarda Çene Eklemi Kırıkları:
Çocuklarda maksillofasial bölge kırıkları erişkinlere oranla daha az görülmekle birlikte, bu kırıklardan en sık eklem bölgesi etkilenir. Toplumumuzdaki en önemli sorunlardan biri ise,çocuğun kucaktan veya yüksek bir yerden düşürülmesi ve oluşmuş bir çene eklemi kırığının fark edilmemesidir. Fark edilmeyen eklem kırığı ileride çene cerrahisinin en ciddi problemlerinden; çene ankilozlarına yol açar ki bu da yemek yiyememe, ileride yüzde şekil bozukluğu gibi problemlere yol açar.




Resim 14. Zamanında tedavi edilmemiş bir çene eklemi kırığı ve çene kemiğinin kafa tabanına kaynaması sonucu oluşmuş bir çene eklemi ankilozu. Alt çenedeki
gelişim bozukluğuna bağlı küçük kalmış olması dikkati çekmekte, hasta ağzını açıp kapayamadığı için gıdalarını alabilmek için ön grup dişlerini çektirmiş.

Çene ekleminin kafa tabanına kaynaması (Ankiloz)

Yukarıda da kısmen bahsedildiği gibi ankiloz tedavisi, zor ve ciddi bir problem olup, sebebi tamamen, çene eklemi kırığının geç veya yanlış tedavisi sonucu oluşur. Bu problemin çocuk yaşlarda oluşması büyüme ve gelişimi kötü etkileyeceği için yüzde şekil bozuklukları yapacaktır.

Tedavisi kesinlikle cerrahi olup uzun yıllar takip gerektirmektedir. Uluslararası prensiplere göre bu rahatsızlık, ameliyatı çok başarılı geçse bile 5-8 yıllık takip gerektirir. 5 yıl sonra hastanın nüks ile tekrar hekimine başvurması ihtimal dahilindedir.Uygun olmayan bir cerrahi, hastanın uzun takiplerinin yapılmaması, hekime yıllar sonra baş vurulması sonucunda ankilozun çok ağırlaşmış olması ameliyat sonuçlarını negatif yönde etkileyebilir. Hemen her rahatsızlıkta olduğu gibi, tedaviye erken başlama hem hekimi hem de hastayı olumlu yönde etkiler. Bize 15 yaşında olup da başvurmakta gecikmiş hatalarımız da mevcuttur. Hasta yaşı küçük olmasına rağmen 10 yıllık ankiloz hastası olabilir.

Örnek Vaka


Resim 15. Sol çene eklemi kırığının uygun tedavisi yapılmadığı için çene kemiği kafanın diğer kemiklerine kaynamış bir hasta.


Resim 16. Aynı hastanın başarılı bir ameliyattan sonraki ağız açıklığı.

Çene Ekleminde Patolojik Büyümeler, Tümörler
Çene eklemi bölgesinde de nadirde olsa vücudun diğer eklem bölgelerinde olduğu gibi gelişim problemleri, tümöral yapılara rastlanılabilir. Bunların da tedavisi cerrahidir.



Resim 17. Sol çene eklemi bölgesinde tümoral bir kitle. Resim 18. Tek taraflı büyüme göstermiş bir eklem başı.

Çene Ekleminde Çıkmalar

Bazı hastalar esnerken veya benzeri şekilde ağızlarını çok açtıklarında çenelerinin çıktığından yakınırlar. Bu tip şikayetlerin çoğu eklemin diğer şikayetleri ile karıştırılmakla beraber, bir kısım hastamızın yaşadıkları tecrübeler gerçek eklem çıkığını doğrular. Gerçek eklem çıkığında hastanın çenesi öne ve aşağı yönelerek, çok ağrılı bir şekil alır. Hastanın kendi başına çenesini kapama ihtimali yoktur ve ancak bir hekim tarafından yerine getirilir. Ülkemizde her bölgemizde branşla ilgili uzman olmadığı için, acil müdahale ile çene yerleştirilmiş olmasına rağmen takip eden günlerde bir çene cerrahına baş vurarak olayın gerçek sebebinin araştırılması ne tekrar etmemesi için koruyucu tedaviye başlanmalıdır. Bu tür deneyim yaşamış hastalarımızın çoğu rahatsızlığın tekrar ile bize başvurmaktadır.

Tedavi: İlk çıkmadan sonra uzmana baş vurulduğu taktirde koruyucu tedavi ve takip ile tekrar etmemek üzere tedavi edilir. Hastalığın bir kez tekrarı daha ilerideki tekrarları getireceği için bu safhada ancak cerrahi ile tedavi edilebilir.


Resim 19. Çene çıkığının yerine oturtulması.


Osteoartiritis

Bu rahatsızlık diğer eklem bölgelerinde olduğu gibi eklem yüzeylerinde şekil bozukluklarına yol açar (bakınız şekil 18). Tedavi ilaçla ve ileri dönemlerinde gerekirse cerrahidir.


Resim 20. Osteoartiritis de eklem başında deformasyon


sayfa baþý

Konu ile ilgili yurt içi ve yurt dışı çalışmalarımız ve detaylı bilgi için baş vurulabilecek kaynaklar;

Yurt içi yayınlar:

1. BORÇBAKAN, C., GERÇEKER, M.., GÜVEN, O.: Çene kırıkları üzerine bir klinik araştırma. Türk Otorinolarengoloji Bülteni, 3: 257-263, 1978.

2. GÜVEN, O.: Tedavi görmeden iyileşmiş bir mandibula kırığı. G.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2: 217-221, 1985.

3. GÜVEN, O., EROL, B.: Zigomatik kompleks kırıklarında cerrahi yaklaşım. M.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 12: 17-22, 1986.

4. GÜVEN, O.: TME konstrüksiyonu nedenlerinden biri: Arcus zygomaticus depresyonu. Oral, 34: 7-9, 1987.

4. GÜVEN,O.: Temporomandibular eklem ankilozunda cerrahi tedavi. Otorinolarengoloji ve Stomatoloji Dergisi, 1: 24-27, 1987.

6. GÜVEN, O.: Bir vaka nedeniyle "Cranio-Maxillo-Facial" kırık.. A.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 14: 327-328, 1987.

7. GÜVEN,O.: TME internal bozukluklarının cerrahi tedavisi. Türk Ortodonti Dergisi, 6: 190-192, 1993.

8. TUNCER,N., GÜRBÜZ,A., GÜVEN,O., ÖZTÜRK,A., KESKİN,A. BALCI, N., BEYAZOVA, M..: �Resiprocal Clicing� li TME tedavisinde oklüzal splint tekniğinin elektromyografik değerlendirilmesi. Türkiye Klinikleri, DişHekimliği Bilimleri Dergisi, 1: 21-24, l995.

9. GÜVEN, O., KESKİN,A.: Kondil kırıklarında cerrahi tedavi: Preauriküler ve submandibular yaklaşım. Türk Oral ve Maksillofasiyal Cerrahi Dergisi. 2: 9-14, 1999.

Uluslararası yayınlar:

10. GÜVEN, O.: Stabilisation of the delayed zygomatic arch fracture. International Journal of Oral and Maxillofacial Surgery. 16: 445-447, 1987.

11. GÜVEN, O.: A comperative study on maxillofacial fractures in the Central and Eastern Anatolia. The Journal of Cranio-Maxillofacial Surgery, 16: 126-129, 1988.

12. GÜVEN, O.: Self curing acrylic in the treatment of unstable zygomatic arch fracture. Journal of Nihon University School of Dentistry, 30: 141-144, 1988.

13. IZUKA, T., RANDELL, T., GÜVEN, O., LINDQVIST, C.: Maxillofacial fractures related to work accidents. The Journal of Cranio-Maxillofacial Surgery, 18: 255-259, 1990.

14. GÜVEN, O.: Fractures of maxillo-facial region in children, The Journal of Cranio-Maxillofacial Surgery. 20: 244-247, 1992.

15. GÜVEN, O.: Acrylic spacer in treatment of TMJ ankylosis ( A technical report ), Balkan Journal of Stomatology, 4. 40-41, 2000.

16. GÜVEN, O.: A clinical study on temporomandibular joint ankylosis. Auris Nasus Larynx, 27: 27-33, 2000.

17. GÜVEN, O., KESKİN, A. : Remodelling following condylar fractures in children. The Journal of Cranio- Maxillofacial surgery, 29:232-237. 2001.

__________________________________________________________________












© Copyright 2002 Prof.Dr.Orhan GÜVEN